Darwin doğru saptadı: en güçlünün ayakta kalması. Vedalar (Darwin'den çok önce) bunu jivo jivasya jivanam diye açıkladılar: bir canlı varlık (kelime anlamıyla ve mecazi anlamda) diğeri için yemdir. Ne büyük bir tehlike içindeyiz!
Bizler sömürü dünyasında yaşıyoruz. Kendimiz sömürülmeyelim diye başka canlı varlıkları sömürmek zorundayız — onlar bize yapmadan biz onlara yapmalıyız! Bilgi peşindeyiz çünkü ayakta kalmak için güçlü olmalıyız ve bilgi güçtür (scientia est potentia). Şu an ayakta oluşumuz başkalarını ve çevreyi sömürme becerimize bağlıdır. Yaşamak için ne korkunç bir dünya!
Biliyoruz ki her eylemin bir karşı eylemi vardır. Doğayı sömürerek faiziyle birlikte son kuruşuna kadar ödenmesi gereken bir borca gireriz. Bunu anlayanlar ve bu türlü bir karmik borçtan sakınmak isteyenler diğer aşırılığa yönelirler: vazgeçme.
Oysa vazgeçme cevap değildir: vazgeçme sömürünün antitezidir. Hegel'in diyalektik sürecine göre, tez ve antitezin birleşmesi ile yeni ve daha üstün bir gerçek düzeyine varılır. O sentez kendini adamadır.
Kolkata Kitap Fuarının kapanışından bir önceki gün tesadüfen şanslı bir keşifte bulunup Math'ın kitap standından içeri adımlarını atan o kitapseverlere, gurudevalarımızın kitapları tanıtılarak eşsiz bir fırsat veriliyor, bu sömürü ve vazgeçme dünyalarını terk etme ve adanma dünyasına girme fırsatı.
Kitaplarımız onlara, bu dünyadan çıkıp gitmek için zamanlarını ve enerjilerini, en az sömürü ile, nasıl kullanabileceklerini gösteriyor. Onlar burada yaşamın yaşanmaya değer olduğu, yepyeni harikulade bir dünyanın — kendini adama dünyasının — anahtarını buluyorlar.
—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi