Kalküta, Hindistan — Cumartesi, 7 Ağustos


Fakir devoteeler

Bir sabah kahvaltıdan sonra, Srila Gurudeva verandada e-postasını okurken birkaçımız, sessizce yanında oturuyoruz. Birden Srila Gurudeva okumakta olduğu kağıda basılı e-postayı bırakıyor, gülümsüyor ve şu öyküye başlıyor:

Srila Gurudeva dünya turlarından birinde, mektup sahibine, bir sabah erkenden nasıl beklenmedik bir ziyaret yaptığını sevgiyle hatırlıyor. Devotee ve karısı, Srila Gurudeva'yı ve beraberindeki dört öğrenciyi mütevazı evlerinde ağırlıyor olmaktan dolayı mutlu olmuşlar ve heyecanlanmışlar, herkesin rahat etmesini ve en uygun şekilde oturmasını sağlamak için telaşla oraya buraya koşuşturmuşlar.

Beklenmedik, saygın konukları için güzel birşeyler yapmak — usulüne uygun şekilde ağırlamak — ve yiyecek güzel şeyler sunmak istiyorlarmış, ama öylesine fakirlermiş ki Srila Gurudeva'ya ve yanındakilere sunabilecekleri şey birkaç tosttan ibaretmiş.

Adanmışlıkla sunulduğu için, Srila Gurudeva bu basit yiyecekten çok hoşnut kalmış. Yanında bulunan düşüncesiz devoteeler için ise aynı şey söz konusu değilmiş! Tostlarını bitirince daha fazlasını istemişler. Üstelik bir kere de değil, tam üç kere!

"Benim devoteelerim öylesine şeytandır ki," diyor Srila Gurudeva, hınzırca gülümseyerek ve başını sallayarak.

Ekmek tükenince fakir karı koca çok utandılar, ne yapacaklarını şaşırdılar. Devoteeler ne kadar ekmek varsa hepsini yiyip bitirmişlerdi. Evde başka yiyecek yoktu. Neleri varsa hepsini vermişlerdi.

Bu Srila Gurudeva'yı haddinden fazla etkilemiş. "Çok iyi devoteeler...çok vericiler," diyor onaylayarak.

"Neden bu kadar fakirler? Acaba biliyorlar mı?" diye soruyor Srila Gurudeva. Cevabı duyma beklentisiyle öne doğru eğiliyoruz. Srila Gurudeva Srimad Bhagavatam'ın (10:88:08) bir ayetini okuyor; Sri Krishna bu ayette Yudhisthir Maharaj'a diyor ki:

yasyaham anugrhnami / harisye tad-dhanam sanaih
tato dhanam tyajanty asya / sva-jana duhkha-duhkhitam

"Birine gerçekten sevgimi göstermek istesem — onlara çok fazla merhamet duysam — sahip oldukları maddesel şeyleri yavaş yavaş kaybetmelerini sağlayarak bütün servetlerini ellerinden alırım..."

Srila Gurudeva sessizleşiyor.

Bizler devotee olmak istediğimizi sanıyoruz, diye düşünceye dalıyorum, ama buna hazırlıklı mıyız? Krishna'nın devoteelerinden pek çoğu "acı çekmek" zorunda kaldılar. Neden? Neticede, Krishna Tanrıdır, öyle değil mi? Onun devoteelerinin oyunlarının da hep aşk, huzur ve mutluluk üzerine olduğunu sanırdınız... Kim acı çekmek ister ki?

Gerçekten de, Srila Sanatan Goswami'nin Sri Brihad Bhagavatamrita'sında (01:05:47), Narada Muni, Pandavaları, Lord Krishna'yla arkadaş ilişkisi içinde olduklarından en üstün devoteeler olarak övdükten sonra, Pandava ailesi adına konuşan Yudhisthir Maharaj şöyle yakınır:

prakrtanam jananam hi / madrg-apad-ganeksaya
krsna-bhaktau pravrttis ca / visvasas ca hrased iva

"Sıradan materyalist insanlar Lord Krishna'nın adanmış kullarının asla talihsizliğe maruz kalmadıklarını düşünürler. Eğer bizim ailemizin ne kadar acı çekmiş olduğunu görseler, Krishna bilincine olan inançları sarsılır ve Lord Krishna'ya hizmet etme eğilimleri azalır."

Ancak şu noktayı gözden kaçırmamak gerekir, onca zor durumla karşı karşıya bırakılmış olmak Pandavaları küstürmüyor. Aksine, Yudhisthir'in annesi, Kraliçe Kunti, Lord Krishna'ya ettiği şu dua ile ünlüdür:

vipadah santu tah sasvat / tatra tatra jagad-guro
bhavato darsanam yat syad / apunar bhavadarsanam

"Bırakın tehlike gelsin: bizler buna aldırmayız. Bizler o tehlikeleri severiz çünkü Seni bize daha çok yaklaştırır; bizleri Seninle çok yakın bir ilişkiye getirir, Ey Lord. Bu nedenle bütün o felaketler dilerim tekrar tekrar gerçekleşebilsin çünkü bu Seni tekrar tekrar görebileceğimiz anlamına gelir ve Seni görmek demek bu dünyadaki doğum ölüm döngüsünü bir daha görmeyeceğiz demektir."

Pandavalar sözde ıstırapları yüzünden üzüntü çekmediler. Onları en fazla üzen şey (etad evati-kastam nas) — yaşamlarını son nefeslerine kadar Krishna'ya adamış olan (tad-eka-prana-jivinam) — Pandava ailesinin hala onca sınavdan geçmek ve sıkıntı çekmek zorunda olduklarını görünce, basit maddesel anlayışa sahip insanların Krishna'nın devoteeleri olma konusunda tereddüt edebilecekleridir...

Krishna'nın devoteelerinden pek çoğu dış görünüşte "acı çekmek" zorunda kaldılar. Ancak o sözde acı çekme — Krishna'ya olan o tam güven — Krishna'yı cezbeden şeydir. İçinde bulunduğumuz çıkmazdan kendi başımıza kurtulabileceğimizi düşündüğümüz sürece asla başarılı olamayız (mama maya duratyaya). Başarımız, yalnız ve yalnız Krishna'ya güvendiğimiz zaman kesinleşir (mam eva ye prapadyante).

Bu öğrenmesi çok zor bir ders olduğu için, Krishna bazen — fazlasıyla cömert duygular içindeyken — Ona olan o çok müstesna güveni geliştirelim diye, herşeyi elimizden alır ve bizi "acı çekmeye" zorlar.

Srila Gurudeva "Krishna bilinci acı çekmek demektir," diyor, beni daldığım uykudan çekip çıkararak. Sonra, sırtını kamburlaştırıp, sağlığını kastederek şöyle diyor, "Çok fazla acı çekiyorum, bu yüzden, küçük bir devotee olmalıyım, diye düşünüyorum."

Kendini böylesine değersiz gören tevazuya tepki göstererek, "Ah Gurudeva," diye gülmeye başlıyorum, ama o başını kaldırıyor ve bütün ciddiyetiyle şöyle diyor, "Yok, Maharaj, gerçekten de öyle hissediyorum."

Ve ben kalkmış kendimi büyük bir devotee, büyük bir sannyasi sanıyorum...

—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi


Önceki  |  Arşiv  |  En son Blog  |  İlk 10  |  Yeni  |  Sonraki

URL: http://www.imonk.net/turkish/04/august1.html
Düzen: iMonk — 7 Ağustos, 2004.