Kalküta, Hindistan — Cumariesi, 21 Ağustos
Unutulmuş Yeminler
Bilinçsizce biriktirilmiş olan daha önceki (ajnata) ruhani meziyetlerimiz (sukriti) ile bilinçli olarak elde edilmiş olan ruhani meziyetlerimiz (jnata), devoteelerin yanında (sadhu-sangha) sarsılmaz inanç (sraddha) halinde birleşince, Srila Gurudeva'dan inisiasyon için ricada bulunduk ve aldık. Ve onun direktifi ve rehberliği altında gerçek adanmışlık yaşamımıza (bhajana-kriya) başladık.
Bu yolda ilerlemiş olan Vaishnava'ların (sadhuların) yanında kutsal metinleri (shastraları) inceleyerek ruhsal dünyanın, duyusal idrakimizin çok ötesinde (adhoksaja) olduğunu veya burada, bu sömürü ülkesinde deneyimlemiş olduğumuz herhangi bir şeyin ötesinde olduğunu öğrendik. O adanmışlık ülkesine girebilmemizin tek yolunun ise, samimi tevazu ruhu geliştirerek ve o dünyadan bir elçiye hizmet ederek mümkün olabildiğini öğrendik.
O aşkın dünyanın bilgisinin (tad viddhi) yalnızca, o gerçek boyutunda yaşayan (jnaninas tattva-darsinah) saf bir devoteeye tam anlamıyla adanarak (pranipatena) elde edilebileceğini ve eğer tevazuyla ona soru sorarsak (pariprasnena) ve ona sadakatle hizmet edersek (sevaya) o yüce gerçeği net olarak görebilelim diye (tattva-darsinah) körlüğümüzü yok ederek bizleri kutsayacağını (upadeksyanti te jnanam) anladık.
Srila Gurudeva, bizleri Hare Krishna maha-mantra zikrine inisiye ettiği zaman, Krishna'nın kutsal adının doğru bir şekilde zikredilmesi için (kirtaniyah sada harih), tevazu (trnad api sunicena), hoşgörü (taror api sahisnuna) ve kendi prestijimizi kollama arzusu duymaksızın (amanina) herkese karşı saygı (manadena) tavrı geliştirmek zorunda olduğumuzu söyledi. Bizler de karşılık olarak Kutsal Ada on ihanetten uzak duracağımıza söz verdik ve aşağıdaki dört düzenleyici ilkeyi izleyerek saflığımızı koruyacağımıza dair ant içtik: etten, yasa dışı seksten, bağımlılık yapan maddelerden ve kumardan uzak durmak.
Ancak, yıllar geçtikçe geçmiş karmamız bize yağ çekmek için geri döndü ve (ebediyen vazgeçtiğimizi sandığımız!) arzularımız ve maddesel faaliyetlerimiz, dikkatimizi çekmek için yaygara koparmak ve ciddi yeminlerimizi geçersiz kılmak üzere geri döndüler. Ve şimdi bizler, misyona katılma nedenimiz olan yüksek ideal yerine, mantralarımızı mırıldanıp dinsel ritüellerle kendimizi oyalıyoruz ve hala işlerin yolunda olduğunu sanıyoruz!
Zaten yeminlerimize sadık kalmamızın önemi ne? Sokaktaki adama göre, hizmet yaptığınız sürece, kurallar ve yasalar ve düzenleyici ilkeler bakımından Sri Chaitanya Saraswat Math oldukça gevşektir...
Cevabımızı almak için Srila Gurudeva'ya — Sri Chaitanya Saraswat Math'ın sembolüne — gidelim. Birkaç hafta önce, Srila Gurudeva burada, Kalküta'daki veranda'sında oturuyordu ve herkes tarafından beğenilen İnternet Radyo programı için Hawaii'deki Madhusudan Prabhu ile konuşuyordu:
"Biz çok basit bir şekilde vaaz veriyoruz," dedi. "İhanet etmeden Hare Krishna zikret, tevazulu, hoşgörülü ol, ve başkalarını yücelt, saygı göster. Dünyanın her yerinde vaaz tarzımız böyledir. Ve biz sadece bunu vaaz etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda uygulamaya da çalışıyoruz."
Sonra, Srila Gurudeva'nın sesi ciddileşti ve üzüntüsünü dile getirmeye başladı: "Misyona katıldığımız zaman, inisiasyon aldığımız zaman, kendimize ve gurumuza bir söz verdik ama şimdi verdiğimiz sözü unutuyoruz. İçinde bulunduğumuz koşullar verdiğimiz sözü değiştiriyor ve bizler koşulların kölesi haline geliyoruz.
Srila Gurudeva, üzerine basa basa, "bu kabul edilir birşey değildir," diyor. "Hazmedilecek birşey değildir, onaylanacak birşey değildir. Ama gerçek şudur: bizim devoteelerimiz çok tatlı devoteelerdir, çok iyi devoteelerdir ama verdikleri sözü unutunca bu acı verici olur. Yaşantımıza ve uygulama yöntemlerimize ne türlü ayak uyduracağız? Çok zor."
Bu şiddetli itiraz, bütün samimi öğrenciler için uyandırma çağrısı olmalıdır. Bizler — ve en büyük zanlı olarak ben — nasıl kendimize ve gurumuza verdiğimiz ciddi yemini rahatlıkla 'unuttuk'? Başlangıçtaki idealimiz nasıl böylesine tehlikeye atıldı? Bizler nasıl oldu da 'koşulların kölesi' olduk?
Krishna bilincini teorik olarak anlamak yeterli değildir. Eğer başarılı olmak istiyorsak, Krishna bilinci felsefesini — Srila Gurudeva'nın talimatını — günlük yaşantıda pratik olarak uygulamamız gerekir.
Bizlerin özü sözü ve yolu bu olmalıdır. Srila Guru Maharaj bize birkaç tane özlü söz vermiştir: gerçeğe derinlemesine dal; yaşamak için öl; ilerleme demek eleme yapmak ve yeninin kabulü demektir. Bunlar ne anlama geliyor? Bunlar sadece sağlıklı uyarılar değil felsefemizin damıtılmış özüdür. Eğer bu sutralar üzerinde meditasyon yapacak olursak, Krishna bilinci anlayışımızla ilgili devrim yaratır.
"Gerçeğe derinlemesine dal" demek, Krishna bilincinin yüzeyini kazıyıp dişe dokunur birşey elde etmeyi ummak demek değildir. "Yaşamak için öl" demek, aşkın dünyaya girmek için sahte egomuzu tamamen eritmek zorundayız, demektir.
Krishna'nın aşkın oyunlarıyla ilgili (janma karma ca me divyam) doğru anlayış (evam yo vetti tattvatah) geliştirmek için yaşamda önceden edindiğimiz maddesel beden kavramının ötesine geçerek (tyaktva deham). 'gerçeğe derinlemesine dalmak zorundayız'; bir başka deyişle, Krishna'nın aşkın dünyasında yaşamak için (mam eti so) 'ölmek' zorundayız veya bilincimizi bu yanılgı boyutundan çekmek zorundayız (punar janma naiti).
Altın bir arabanın bizi cennete götürmesi için önce fiziksel olarak ölmek zorunda değiliz! Eğer kendimizi, bu dünyada iken bile (iha yasya), beden, zihin ve sözlerimizle (karmana manasa gira) tamamen Lord'un hizmetine verirsek (harer dasye), hatta maddesel gözle bu dünyada yaşıyor görünsek bile (nikhilasv apy avasthasu), aslında manevi boyuttayızdır çünkü bilincimiz özgürleşmiştir (jivan-muktah sa ucyate).
Gelişme demek elemek (eho bahya) ve yeni kabul (age kaha ara) demektir. Manevi yaşamda ilerlerken, Krishna bilinciyle ilgili geçmiş yanılgılarımız elenecektir (jnane prayasam udapasya). Şu anki bilinç durumumuz ne olursa olsun (sthane sthitah), Guru ve Vaishnava'dan itaatkar bir şekilde duyduğumuz ölçüde (sruti-gatam), bilincimiz; bedenden zihne, zihinden akla (tais tri-lokyam) akıldan ruhani dünyaya direnmeden yükselecektir (jito py asi). Krishna bilinci dinamiktir ve ebediyen taptazedir (nava-yauvanam) oysa bizler durağan hale geldik — "koşulların kölesi" olduk, çünkü Srila Gurudeva'ya ettiğimiz yemini bozduk ve bizler için belirlediği yöntemi doğru bir şekilde izlemiyoruz.
Eğer bizler kendimizi düzeltmezsek, — eğer Srila Gurudeva'nın lotus ağzından çıkan talimat (guru-mukha-padma-vakya) kalbimizde bir yer bulmazsa (cittete koriya aikya) ve yaşamımızın yegane hedefi haline gelmezse (ara na koriho mane asa) — bu yanılgı boyutuna ebediyen takılıp kalırız.
—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi
Önceki | Arşiv | En son Blog | İlk 10 | Yeni | Sonraki
URL: http://www.imonk.net/turkish/04/august3.html
Düzen: iMonk
— 21 Ağustos, 2004.