Nabadwip, Batı Bengal, Hindistan — Perşembe, 14 Nisan


Ruhu arayış

Uyan, duş yap, tilak sür, gayatri söyle, japa yap. Yıkan. Yeni baştan başla. Nasıl olduğunu bilirsiniz. Krishna bilincinin rutin uygulamasını alışkanlık haline getirdiğiniz zaman, her şeyi ezbere yapmaya başlarsınız.

Oysa Krishna bilinci bu değildir: sadhanamızı (adanmışlık uygulamalarımızı) günlük, rutin olarak yerine getirmek bizim Krishna'nın bilincinde olmamızı sağlamaz. Ve eğer sadhanamız bilincimizi değiştirmiyorsa, bir ritüelden öteye gitmez.

Krishna bilinci ritüel değildir!

İçe bakış, ya da içgözlem, özlem içindeki bir devotee için sadhananın en önemli kısmıdır. Eğer ben her gün kendimi — sadhanamı, faaliyetlerimi, başkalarıyla olan ilişkilerimi — incelemiyorsam, gerçek ilerleme mi kaydediyorum yoksa ritüel şeklinde belli hareketleri mi tekrarlıyorum, nasıl anlarım?

Düzenli günce (ve blog!) yazmak büyük yardım sağlar, çünkü beni, günün sonunda, düşüncelerimi toparlamaya, faaliyetlerimi gözden geçirmeye ve performansımı değerlendirmeye zorlar. Çoğu akşam, yatağa girmeden önce şöyle düşünürüm: Alçakgönüllü müydüm? Hoşgörülü müydüm? Başkalarına saygı gösterdim mi?

Elbette, çoğu kez, bu soruların cevabı "Hayır"dır, ancak bu celseler her şeye rağmen, oldukça yararlıdır çünkü kendi hatalarımı görmedikçe onları aşmam mümkün olamaz. Eğer kusurlarımı ve zayıflıklarımı tanımaz ya da fark etmezsem nasıl pişmanlık duyabilirim ve kendimi düzeltmek için çaba harcayabilirim?

Peki ama tespihle maha mantra söylemek yeterli değil mi?

Hayır. İhanet etmeden zikir yapmam gerekir. Srila Guru Maharaj bize şöyle der: "Ad zihinsel sistemde bir dönüşüm meydana getirecektir ve adın bizi göndereceği yere gitmemiz için açık ve yeterince önyargısız olmamız gerekir. Eğer biz dikkatle o dönüşümden kaçınırsak ve şu anki yaşamımıza yapışıp kalırsak bu, ada karşı işlenmiş bir ihanet olur: Onu davet etmek, sonra Ona aldırmamak."

Kutsal Adın zikri içimde ne türlü bir dönüşüme neden olur? Onu içgözlem ortaya çıkaracaktır. Srila Guru Maharaj şöyle der, "Gözlerimiz açık olarak yola devam etmeliyiz." İçsel gözümüz — içe bakış — gelişmemizi gösterecektir.

Eğer Bhagavad Gita okuyorsam ama onun felsefesini günlük yaşantıma uygulamıyorsam, o zaman okumanın ne değeri var? Beni birkaç saatliğine oyalamış olur o kadar. Oysa, içtenlikle gerçeği arayarak, Bhagavad Gita'yı derinlemesine incelersem, bilincimde devrim yaratacaktır. İçsel sorgulama yoluyla, o dersleri günlük yaşantıma uygulamaya ve zamanla kutsal metnin gözleriyle görmeye başlarım.

Bir zamanlar şu Bhagavad Gita ayetini okuduğumda cesaret bulurdum, "Ruhsal uygulamalarında samimi olanlar (na hi kalyana-krt kascid) asla kandırılmazlar (durgatim tata gacchati)" — oysa zıt uyarıyı fark edince cesaretim kırıldı: yani "Eğer samimi değilsem, kesinlikle kandırılırım!"

Samimi olup olmadığımı nereden bileceğim?

Samimiyetim, Krishna bilinci idealine teslimiyetim ölçüsüde değerlendirilebilir: ruhu arayış benim gerçek niyetimi gösterecektir. Yuvanın Rahatlığı kitabında, Srila Guru Maharaj şöyle der, "Ruh kendisini görebilir, kendisi üzerinde odaklanabilir ve iç gözlem yoluyla kendi yapısını idrak edebilir."

Bizler "gerçeğe derinlemesine dalmaya" teşvik ediliriz çünkü gerçek içeridedir, dışarıda değil. İçsel gelişim — içe bakış — beni gerçek özümle temas haline getirir; aslında kim olduğum, ne kadar ilerleme yaptığım ve ne kadar ileriye gitmek zorunda olduğum konusunda bana ipucu verir.

Krishna bilinçli olmak için yaptığım zavallı girişimimde, içe bakışın kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum: beni başkalarının kusurlarına değil kendi kusurlarıma yoğunlaştırıyor. İçe bakış, duanın yani Tanrı'yla konuşmanın ön koşuludur. İçe bakış, olması gereken bir tevazu ruhu yaratır ve beni çaresizlik içinde itirafa zorlar:

mat-tulyo nasti papatma / naparadhi ca kascana
parihare 'pi lajja me / kim bruve purusottama

"Ey Tanrım, benim aşağılık günahkar yaşamımın eşi yok. Kötü olarak tasavvur edilen her şey bende mevcuttur. Senin önüne gelip 'Lütfen saygısızlıklarımı bağışla,' diye yalvarmaya bile utanıyorum. Daha başka ne diyebilirim?"

Sokrates şöyle dedi, "Sorgulanmamış yaşam yaşanmaya değmez." Ben yaşamak istiyorum! Biliyorum ki bugün içsel sorgulama yapmazsam yarın "Hepsi palavraymış! Orada hiçbir şey yok!" derim, Krishna bilinci ile ilgili hayal kırıklığına uğrar, çekip giderim — ve kendimden başka suçlayacak kimse de bulamam!

—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi


Önceki  |  Arşiv  |  En son Blog  |  İlk 10  |  Yeni  |  Sonraki

URL: http://www.imonk.net/turkish/05/april2.html
Düzen: iMonk — 14 Nisan, 2005.