Soquel, Kaliforniya — Pazartesi, 21 Kasım


Dehşet!

Ben aslında ebediyen cehenneme gitmekten hiç korkmadım, hatta altmışlı yılların başlarında küçük bir çocuk olarak katıldığım Peder Carey'in, ebediyetin canlı tanımını yaptığı soru cevap dersinde bile.

İyi bir Katolik çocuktum: Takdis Ayinine katılmış, Vaftiz olmanın kutsal erdemine erişmiştim, her hafta sorulu cevaplı derslere katılmıştım, her Pazar kiliseye gitmiştim, ayinlerde papaz yardımcısı olmuştum — ve büyüdüğümde rahip olmak istiyordum! Neden cehennemden korkacaktım ki? Ben cennete gidecektim!

Ancak, Peder Carey'in ebediyet tanımlamasından sonra ödüm koptu — cennete gitmekten ödüm koptu!

Orada ne yapacaktım?

Peder Carey'in o soruya ikna edici bir cevabı yoktu.

Gerçek cevaplara sahip değildi çünkü İncil'de Tanrı ile ilgili çok az bilgi vardı (O kimdir? Adı nedir? Bir ailesi var mıdır? Bütün gün ne yapar?) ve dolayısıyla Onun evi — cennet hakkında da çok az bilgi vardı.

Bu yüzden, Tanrı'yı gökyüzündeki asık suratlı yaşlı bir adam, cenneti ise herkesin beyaz giysiler içinde oturup arp çaldığı (daha çok Rönesans resimlerinden derlenmiş) bir yer olarak gören belirsiz düşünce ile başbaşa kaldım.

Cehennemin neye benzediği ile ilgili — Peder Carey'in zalim, ayrıntılı slayt gösterileri vardı — bayağı bir fikre sahiptim: ateş gölleri! kükürt! (ve en korkunç kabusum!) elinde yaba ile koşuşturan, keyifle herkesin kıçını şişleyen Şeytan (Ayy!).

Ya cennet? O kadar da heyecan verici görünmüyordu. Hayatiyetten yoksun yaşamlar süren, pamuktan bulutlar üzerinde uykulu uykulu oturan, koca arpleri coşkusuzca tıngırdatan kibar varlıklar...Nasıl da işkence edercesine sıııkıııcııı!

Ve iyi olmamın karşılığı bu mu olacaktı?

"Ebediyen..."

Bir buluta oturup, arp çalmak mı?

Bu sözler beni nasıl da dehşete düşürmüştü! Sonsuza kadar sıkılmak ve yine sıkılmak ve yine sıkılmak...

Bu son derece adaletsiz görünüyordu! Eğer iyi bir çocuk olursam cennetteki "ödülüm" ebedi bir molaya benzeyecekti! Ben, bir köşede oturtulmanın yaramazlık yapan çocuklar için disiplin sağlayan bir önlem olduğunu düşünürdüm.

Bana sadece bir Nintendo Game Boy verselerdi — haydi neyse!

Ama bir arp?

Dehşet verici! Dehşet verici!

—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi


Önceki  |  Arşiv  |  En Son Blog  |  İlk 10  |  Yeni  |  Sonraki

URL: http://www.imonk.net/turkish/05/november3.html
Düzen: iMonk — 21 Kasım, 2005.