Kalküta, Batı Bengal, Hindistan — Pazar, 7 Mayıs
Spiritüel arkeoloji
Son blogum olan Zihin Oyunlarında, özbeni keşfetmek, gerçekten kim olduğumuzu anlamak istiyorsak "spiritüel arkeologlar" olmamız gerektiğini ileri sürmüştüm...
Maddesel arkeologlar, çoktan-ölmüş bir uygarlık hakkında doğru bir anlayışa götürecek ipuçlarını ararlar; spiritüel arkeologlar ise çoktan-ölmüş olan gerçek özbenle ilgili bir anlayışın ipuçlarını ararlar. İlki ölülerin sırlarını ortaya çıkarmaya çalışır; ikincisi ise yaşamın sırrını — bilincin sırrını ortaya çıkarmaya çalışır.
Biliyoruz ki bilinç içimizde bir yerlerde gömülüdür, çünkü bilinç tarafından şekillenen kaba ve ince bilincin delillerini yani bedeni, zihni ve aklı görüyoruz. Ama bilincin doğası nedir?
Elbette, bir bilgimiz var ancak emin değiliz. Özbenin farklı kavramlarını kazmak ve keşfetmek bizlere değerli ipuçları sağlar, bu arkeolojik keşif gezisi için kullanılacak olan araçlar ise içe bakış ve öz-analizdir.
Bhagavad Gita'da (3:42) Krishna, gerçek özbenin; ne kadar derinlerinde gömülü olduğunu, bedenin, zihnin ve aklın — özbenin kaba ve ince maddesel kavramlarının derinlerinde saklı olduğunu anlatır:
indriyani parany ahur / indriyebhyah param manah
manasas tu para buddhir / yo buddheh paratas tu sah
Duyular bedenden üstündür (indriyani parany) çünkü duyular olmadan maddeyi deneyimleyemezdik, zihin duyulardan üstündür (indriyebhyah param manah) çünkü zihin olmadan deneyimi yorumlayamazdık; akıl zihinden üstündür (manasas tu para buddhir) çünkü akıl olmadan deneyimden ders alamazdık ve uygulayamazdık; ve özben ya da bilinç akıldan üstündür (yo buddheh paratas tu sah) çünkü bilinç olmadan hiçbirşey deneyimleyemezdik. Var olmazdık!
Bu ayet bizim Rosetta'mızdır: bilincin gizemlerini deşifre eden anahtardır. Krishna bizlere nereden başlayacağımız, neyi arayacağımız ve kazacağımız katmanların adları ve sırası hakkında çok fazla ipucu verir.
Bizler eğer saklı hazineyi, yani sahte egoyu, yapay özbeni oluşturan sahte maddesel beden, zihin ve akıl kavramlarının derinliklerinde gömülü olan saf ruh-canı ortaya çıkarmak istiyorsak, spiritüel arkeologlar (ruh arayışçıları) olarak bedenin dış yüzeyinden içlere doğru kazmalıyız, zihnin birikintilerini dikkatlice yok etmeliyiz, azimle aklın ötesine geçmeliyiz ve geçmiş yaşamların kaba oluşumlarının ve kalıntılarının (sahte ego tarafından şekillendirilen kim olduğumuzla ilgili algılamanın) arasından sıyrılmalıyız.
Srila Sridhar Maharaj "gerçekliğe derinlemesine dalın" sözleriyle bunu demek istiyor. Bizler ortamın yüzeyinde oyalanarak dişe dokunur birşeyler bulamayız. Gerçek servetimizi, ruhun saklı hazinesini bulmak için kendi bilincimizin derinliklerine doğru kazmalıyız.
ya nisa sarva-bhutanam / tasyam jagarti samyami
yasyam jagrati bhutani / sa nisa pasyato muneh
Eğer arayışımızı maddesel ortamın yüzeyindeki delillerle sınırlı tutarsak (ya nisa sarva-bhutanam) derinlerde gömülü olan gerçek özbeni asla bulamayız (tasyam jagarti samyami). Eğer dıştaki maddesel örtülerin altını hiçbir zaman araştırmazsak (yasyam jagrati bhutani) asla özben farkındalığına ulaşamayız (sa nisa pasyato muneh).
Hazır mısınız, genç spiritüel arkeologlar? Kazmaya başlayın... şimdi!
—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi
Önceki | Arşiv | En Son Blog | İlk 10 | Yeni | Sonraki
URL: http://www.imonk.net/turkish/06/may1.html
Düzen: iMonk
— 7 Mayıs, 2006.