San Jose, Kaliforniya — Salı, 30 Ocak
Gerçek okuma
Srila Gurudev, geçen hafta, Hindistan, Nabadwip, Sri Chaitanya Saraswat Math'da gerçekleşen kısa bir sabah darshanına ait MP4 klipte şöyle diyor:
Görüyoruz ki devoteelerimiz [Bhagavad Gita ile ilgili] herşeyi anlayamıyorlar çünkü öğretmenleri [kılavuzları] yok. Çok fazla okuyorlar, ama öğretmensiz okudukları için, doğru anlayışa ulaşamıyorlar. Onların, onunla ilgili sorularından bazılarını duyduğum zaman, şunu hissediyorum: "Bu bölümü okumuşlar ama bu bilgi çiçeklenmemiş [özümsenmemiş]. O bölümü, kendi bilgileri olarak sadece depolamışlar, ama o bilgi çiçeklenmemiş, kimseye doğru hizmet vermemiş..."
Bu bana bir anda, Srila Bhaktivinoda Thakur'un 1869 konuşması, The Bhagavat'ın (Srila Sridhar Maharaj'ın Sri Krishna'yı, Güzel Gerçeği Arayış'ındaki sunuş bölümünde tekrar basılan) ilk paragrafını hatırlattı:
Daha önce hiç okumamış olduğumuz bir kitabı okumak hoşumuza gider. İçinde ne tür bilgi varsa almak isteriz, elde edince de merakımız sona erer.... Okuyucuların çoğu başka insanlar tarafından öne sürülen gerçeklerin ve ifadelerin depolayıcısı durumundadırlar. Ancak bu inceleme değildir.... Öğrencilerin, aynı uydular gibi, yazarlardan aldıkları ışığı yansıtmaları gerekir, gerçekleri ve düşünceleri, yargıçların mahkumları hapiste tutması gibi, tutsak etmemeleri gerekir! Düşünce ilericidir. Yazarın düşüncesi okuyucuda düzelme ve gelişme şeklinde ilerleme kaydetmelidir.
Srila Gurudeva çok sayıda kitap okunmasını savunmuyor, ama bize her zaman Bhagavad Gita'yı okumamızı tavsiye ediyor. Ve kıdemli bir Vaişnava'nın rehberliğinde okumamız için bizi her zaman cesaretlendiriyor ki bu aşkın bilgiyi günlük yaşamımıza pratik olarak nasıl uyarlayacağımızı öğrenebilelim.
Ama biz, kendi başımıza çok sayıda kitap okumaya devam ediyoruz... ve neden ilham hissetmediğimizi ya da canlanmadığımızı merak ediyoruz.
Keyfi, düşüncesizce, deneysel yaklaşımla okumak — evet, hatta shastraları ve guru-vargamızın kitaplarını okumak! — bize aşkın bilgiyi vermeyecektir. Maddesel ve aşkın bilgi arasındaki fark birincisinin (deneysel yaklaşımla, kendi çabalarımızla) kazanılır olduğu, ikincisinin ise (mistik olarak, Srila Gurudeva'nın lütfuyla) ifşa olunduğudur.
Bhagavad Gita'da (4:34) bize denir ki, ancak ona içtenlikle yaklaşırsak (pranipatena), tevazuyla kabul edersek (pariprasnena) ve hizmet için kullanırsak (sevaya), aşkın bilgi (tad viddhi) bize ifşa olunacaktır.
Biz, Srila Sridhar Maharaj'ın "sayısız anahtarın efendisi" olarak tanımladığı şey olmak istediğimiz sürece, aşkın bilgi bizden kaçacaktır.
Biz teslim olmak istiyoruz... yaklaşmak, bazı sorular sormak, cevapları cebe atmak ve başka yerde onlarla ticaret yapmak değil... Çok soru soranlar — herkesin problemine çözüm getirebilmek ve belli bir statü kazanmak için — kendi tembel meraklarını tatmin etmek isterler. Çok fazla itici güce sahiptirler ama gerçek ihtiyacı anlayamazlar.
—Adanmışlık Bekçisinin Vaazları I
Bunca kitabı okumamızın itici gücü nedir? Samimi arayışçılar mıyız, meraklı seyirciler miyiz yoksa çevremizi sömürmek için shastraları kullanarak daha yeni ve daha süptil yollar arayan "bilgi-toplayıcıları"mıyız?
Krishna bilincinde ilerlemek için — okuduğumuzu özümsemek için — Srila Gurudeva'nın önerdiği kitapları bir kılavuz yardımıyla okumak şarttır, çünkü bu deneyimli, güvenilir Vaishnava dost ve danışman bize shastraların hasadından elde ettiklerimizi, Sri Guru ve Krishna'nın hizmetinde nasıl kullanacağımızı gösterecektir.
Eğer bunu yapmazsak sonuç ne olur? Srila Gurudeva şöyle devam ediyor:
...kimseye doğru hizmet vermemiş. Pek çok kişi ise önceki pozisyonuna dönmüş bulunuyor. Bunu görüyoruz. Ve sadece doğru kişiden, doğru kanaldan öğrenmedikleri için bu oluyor. Bu bilgiye sahip değiller.
Eğer Krishna bilincinde hayal kırıklığına uğrayıp, "Hepsi aldatmacadan ibaret! Orada hiçbir şey yok!" diyerek uzaklaşmak istemiyorsak — gerçekliğe derinlemesine dalmalıyız. Kendi başımıza gelişigüzel shastraları tarayarak Krishna'yı "yakalamayacağız", çünkü Krishna'nın Bhagavad Gita'da (7:25) söylediği gibi, O Kendisini dikkatsiz gözlemciye göstermez:
naham prakasah sarvasya / yoga-maya-samavrtah
mudho 'yam nabhijanati / loko mam ajam avyayam
"Kendi tatlı irademle, kendi kudretim tarafından gizlenerek, herkese Kendimi göstermem. Aptal olanlar, siyahımsı yağmur bulutu gibi güzel Shyamasundara formumla Beni, doğmamış ve ebediyen var olan Vasudeva'nın oğlunu bilemezler."
Srila Gurudeva bize Bhagavad Gita hazinesinin anahtarını verdi — anahtarı ellerimize koydu! — ama biz hala, Krishna bilincinin "sırrını" çözeceğini sandığımız beş para etmez şeyleri araklayarak ve okumaya dalarak başka bir sürü kitabın kilidini açmaya çalışıyoruz! Bir başka hatırlatmada yazdığım gibi:
Biz Krishna bilinçli olmak istiyoruz, ama çok fazla çalışmak zorunda kalmak istemiyoruz, dolayısıyla Srila Gurudeva'nın bu basit formülünü izlemek yerine, bir mucize — Krishna bilincine kestirme bir yol — arayarak yaşamlarımızı boşa harcıyoruz...
Krishna bilincinin (Srila Gurudeva tarafından henüz bize söylenmemiş olan) gizemli, zor anlaşılır bir sırrı yok! Küflü bir kitapta, durağan ruhani yaşamlarımızı hoplatacak gizemli bir text keşfetmeyeceğiz. "Da Vinci Şifresi" yok. Kusura bakmayın.
Biz, Krishna'nın Arjuna'ya Bhagavad Gita'nın gizemini — "Güzel Tanrının saklı hazinesini" — ancak Arjuna kendi çabasının beyhudeliğini kabul ettikten sonra (visrjya sa-saram capam) ve Krishna'yı kendi gurusu olarak benimsedikten sonra ifşa ettiğini unutuyoruz: "Ben Senin öğrencinim (sisyas te 'ham). Lütfen bana yol göster (sadhi mam) çünkü ben tamamen sana bağımlıyım ve yalnızca Senin ilahi lütfuna güveniyorum (tvam prapannam)."
Bhagavad Gita'nın aşkın gizemini kendi başımıza okuyarak değil, Srila Gurudeva'nın talimatını izleyerek, deneyimli bir Vaishnava kılavuzun gözetimi altında anlayacağız, daha önce öğrenmiş olduğumuzu sandığımız şeyi nasıl özümseyeceğimizi bize o gösterebilir.
"Öğrenmek budur. Bütün yaşamınız boyunca anladığınız birşeyi aniden anlıyorsunuz, ama yeni bir şekilde" — Doris Lessing (romancı).
—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi
Önceki | Arşiv | En Son Blog | İlk 10 | Yeni | Sonraki
URL: http://www.imonk.net/turkish/07/january4.html
Düzen: iMonk
— 30 Ocak, 2007.