Navadwip, Hindistan — 28 Ocak, Cuma


Gerçeğe derinlemesine dalın

Srila Guru Maharaj bizi her zaman iç gözlemci olma — kendi eşsiz ifadesiyle, "gerçeğe derinlemesine dalma" — konusunda cesaretlendirdi, çünkü, Kutsal Lütufları'nın Yuvanın Rahatlığı'nda onayladığı bu türlü bir öz analiz ya da ruh arayışı, kendini tanımanın ön koşuludur: "Ruh kendisini görebilir, kendisi üzerine odaklanabilir ve iç gözlem yoluyla, kendi gerçek doğasını idrak edebilir."

Ancak "gerçeğe derinlemesine dalmak" ne anlama gelir ve nasıl birşeydir? Sri Krishna'yı, Güzel Gerçeği Arayış'ın ilk bölümünde Srila Guru Maharaj bize şöyle der:

Ama bunu anlamak için derine dalmanız gerekir, beden ve zihin mekanına değil ruh mekanına dalmalısınız. İçimizde var olan gerçeğe derinlemesine dalmalısınız. Bu dışarıdan ödünç alınacak birşey değildir. Ruh herkesin içinde mevcuttur, hatta böceklerin ve ağaçların içinde bile ruh vardır. O halde, ruh mekanına yükselmemiz gerekir. Fiziksel ve zihinsel kılıflarınızı yok edin ve kendi öz beninizi keşfedin. Orada anahtarı, yaşamın yaşanmaya değer olduğu doğru dünyanın ipucunu bulacaksınız.

Srila Guru Maharaj dünyamızı — gerçeklikle ilgili algımızı — devrimci gayatri mantra açıklaması ile tepetaklak etti, ters yüz etti, kendisi o açıklamada yuvaya dönüş, Tanrı'ya dönüş yolunun, bizim eskiden sanmış olabileceğimiz gibi, bir hedef değil, bu dışsal maddesel evrendeki daha yüksek ve daha cennetsi gezegenlerden geçerek yapılan bir yolculuk değil, aksine öznel, özbenin yani ruhun içsel bilinçli evreninde, bilincin daha derin ve daha latif aşamalarından geçerek yapılan içe yönelik bir yolculuk olduğunu ileri sürdü.

Srila Guru Maharaj bu fantastik kendini keşfetme yolculuğuna başlamamız için bize cesaret ve güven vermek amacıyla, aşina olduğumuz yön göstergeleri ile başlayan bir yol haritası çıkarır — bedenin terra firması (bhur), zihnin sudan denizi (bhuva), aklın havasal pusu (sva) — ve bu üç elemanın ufuk çizgisinin hemen ötesinde (tat), ışığını bütünsel ışık kaynağından çeken ateşsi güneşin doğduğu yerde, keyfi, yapay sınırlarla kısıtlanmayı reddeden, ortaçağ hurafelerine gülen ve bilinen dünya "deliliği" ötesine cesaretle yelken açan birkaç korkusuz kaşif tarafından keşfedilmeyi bekleyen inanılmaz bir bilinç dünyasının (savitur) bulunduğuna dair bize güvence verir.

Ama bu kendini keşfetme yolculuğuna başlamadan önce şunu anlamalıyız, gerçeğe derinlemesine daldığımız zaman, eğer keşfedecek ve sömürecek yeni dünyalar aramaya kalkarsak, hiçbir şey bulamayız. Biz kendi eski, bilinen dünyamızda özneler (savitur) olabiliriz, oysa bu yeni olağanüstü öznel dünyada, nesneleriz; ve nesnelerin gözleri yoktur; biz, amacımızın saflığı ve farkındalığımızın kapasitesine göre, sadece hayranlık uyandıran en üstün öznenin, En Üstün Ruhun (varenyam) bize ifşa etmeyi seçtiği şeyi görürüz.

Eğer kalplerimiz saf ise ve yegane niyetimiz o olağanüstü öznel gerçeklik boyutunda kullanılmak — Srimati Radharani'nin (bhargo) hizmetkarı olarak Krishna'nın (devasya) hizmetiyle (dhimahi) görevlendirilmek — ise, hizmet pozisyonumuz ve görevlerimiz bize ifşa olunacaktır (dhiyo yo na) ve bize sınırsız coşku ve hizmet kapasitesi verilecektir (pracodayat).

Bhagavad Gita'da (2:29), Krishna bize bu inanılmaz bilinç dünyası ile ilgili bir ipucu verir ve hepimizin içinde yatan bu harikalar dünyasının en ötesine, en dış sınırına dalanları bekleyen kesin şaşkınlığı aktarır:

ascarya-vat pasyati kascid enam
ascarya-vad vadati tathaiva canyah
ascarya-vac cainam anyah srnoti
srutvapy enam veda na caiva kascit

Biz içimizde yatan canlı bilinç dünyasını (savitur) ilk kez keşfettiğimiz zaman, bedenin, zihnin ve aklın (bhur, bhuva, sva) altına daldığımız zaman, hayrete düşeceğiz, çünkü dünyasal deneyimimiz dahilindeki hiçbir şey bizi bu ruh dünyasının sonsuz mucizelerine hazırlayamaz (ascarya-vat pasyati kascid enam).

Ve, biz bu anlık gerçeklikten ilham alarak, kendisini gözler önüne seren bu bilinç dünyasını diğer kişilere anlatmaya başlayınca, en üstün öznel adhoksajah boyut tarafından kullanılan bir vantrilog kuklası gibi (ascarya-vad vadati tathaiva canyah) ağızlarımızdan dökülen yepyeni açıklamalar karşısında hayranlıkla dolacağız, şaşırıp hayrete düşeceğiz.

Ruhun böylesine harika ve özgün bir parçası olduğu bu inanılmaz bilinç dünyası hakkında duyduğumuz zaman, duyma yoluyla o adhoksajah boyuta nakledildiğimiz zaman ve bize gerçeklikle kısa bir temas sağlandığı zaman, içimizde böylesine harikulade bir dünyanın var olduğunu keşfettiğimize inanmayacağız (ascarya-vac cainam anyah srnoti).

Ama bu engin bilinç okyanusuna ne kadar derin dalarsak dalalım, onun derinliklerini asla tam anlamıyla keşfedemeyiz çünkü o sonsuz ve ebedidir. Bu harikulade gerçeklik dünyasına, bu canlı bilinç dünyasına tekrar tekrar daldıktan sonra bile (srutvapy enam) her zaman dilimiz tutulacak çünkü çaresiz ve yetersiz olan "minik beyinlerimiz" bize ifşa olunan her şeyi işleme alma ve özümseme kapasitesinden yoksundur (veda na caiva kascit).

Ve eğer böylesine mucizeler bhur, bhuva ve svanın hemen altına, bilincin yüzeysel kısmına (savitur) daldığımız zaman ifşa olunuyorsa, derinde, Srimati Radharani'nin halesinin (bhargo), saf adanmış hizmet yoluyla (dhimahi) Güzel Gerçeği (devasya) gözler önüne serdiği hayranlık uyandıran (varenyam) dipte bizleri ne şaşırtıcı açıklamaların beklediğini bir hayal edin...

—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi


Önceki  |  Arşiv  |  En Son Blog  |  İlk 10  |  Yeni  |  Sonraki

URL: http://www.imonk.net/turkish/11/january4.html
Düzen: iMonk — 28 Ocak, 2010.