Kalküta, Hindistan — 21 Ocak, Cuma
Guru: rol — kişi karşıtlığı
Guru kimdir? blogunu yayınladıktan birkaç yıl sonra, guruyu nasıl görmemiz gerektiği ile ilgili bir okuyucu e-postasına cevap olarak şu benzetmeyi kullanmıştım; bu dünya kurgusal, hayal ürünü bir dünya gibidir — En Üstün Yazar tarafından yazılmış bir roman, ruhun içine girdiği zihinsel bir dünyadır — sahte bir dünyadır, ama dış görünüşte öylesine gerçek ve öylesine büyüleyici bir dünyadır ki, ruh kitabı bir türlü elinden düşüremez. Şu anda ruhun zihni her sayfada yeni gelişmeler kaydeden dramaya öylesine tutsaktır, öylesine yoğunlaşmıştır ki, gerçek dünyadaki ailesini ve dostlarını, görev ve yükümlülüklerini geçici olarak unutmuştur.
Bu roman benzetmesi, doğal olarak, daha da fazla soru getirdi. Okuyucunun izniyle, (bir parça düzelterek ve genişleterek) bu kavramı irdelediğim ve açıklık getirdiğim yazışmanın bir kısmını yayınlıyorum:
Siz dediniz ki, "maya bir kurgudur... öylesine büyüleyici zihinsel bir dünyadır ki zihinlerimiz onun esaretinden kendisini kurtaramaz, " ama En Üstün Yazar olarak Krishna, bilincimizi dışarıya çekmek için, Kendisini bu yalan dünyasına dahil edebilir...
Evet. Maya "(ma) değil (ya) bu," gerçek değil, kurgusal, anlamına gelir: gerçeklik gibi görünen ama gerçekten gerçek olmayan. Krishna bu kurgusal dünyayı, tembellikten ya da kıskançlıktan ötürü henüz hizmet etmeye hazır olmayanlarımız için, bizim efendi olabileceğimiz bir fantezi dünyasına kaçmak isteyen, bize hayranlık duyan tebamızın takdir ve yaltaklanmalarını elde etmek isteyen bizler için yarattı...
Zihinlerimiz Brahma, İndra ve diğer güçlü yarı tanrıların yaşamlarının ufak deyatlarına hevesle daldı, bu güzel, tanrı gibi varlıkların yaşamlarını görerek, onların krallıklarına üşüştü, ama bu büyük edebi eserleri bir çırpıda okuduktan ve tüm klasikleri bitirdikten sonra süprüntü romanları, ucuz romanları okumaktan yorgun düştük, zevk alamaz hale geldik ve şimdi gerçekliğe, hizmet yaşamına dönmenin özlemini çekiyoruz...
Oysa minik zihinlerimiz bu kitaplık labirentindeki milyarlarca kitap tarafından öylesine kıstırıldı ve tuzağa düşürüldü ki yolumuzu bulup dışarıya çıkamıyoruz... bu yüzden En Üstün Yazar bizleri kurtarmak için, bizleri bu yanılgının dışına çekmek için, Güzelliğiyle bizleri Gerçekliğe cezbetmek için Kendisini bu dünya kitaplığına (kutsal metinler olarak bilinen tarihi olaylara ve biyografilere) doğrudan dahil eder...
Örneğin, Bhagavad Gita'nın ikinci bölümünde (2:11-30), Krishna bize bu maddesel dünyanın kurgusal bir dünya olduğunu, zihinlerimizde geçici olarak girmiş bulunduğumuz bir dünya olduğunu ve özdeşleştiğimiz karakterlerin sınanma ve sıkıntılarına çok derinden yoğunlaştığımız için çok fazla zihinsel ıstırap çektiğimiz halde, (brahmajyotinin ışığında, Viraja Nehri kıyısında okuyan) gerçek benliklerimizin, okumakta olduğumuz kitapta tasvir edilen çevre ve olaylardan (maddesel doğanın üç halinden) fiziksel olarak etkilenmediğini hatırlatır...
Bu kitapta iki kere — ortada (9:34) ve sonda (18:65) — Krishna bize kaçış yolunu ifşa eder: eğer sadece ilişkimizi (man-mana bhava mad-bhakto) ve Ona olan gerçek görevlerimizi ve yükümlülüklerimizi (mad-yaji mam namaskuru) hatırlarsak, istediğimiz zaman bu büyüyü bozabilir (yuktvaivam atmanam mat-parayanah), kitaptan dışarıya adım atabilir ve gerçekliğe dönebiliriz (mam evaisyasi)...
Ve siz dediniz ki, guru da "kurgusal dünyamıza kendi 'karakterini' dahil eder, ama gerçek benliği, yani Srila Gurudeva'nın aslında kim olduğu bizim tarafımızdan bilinmez ve bilinemez. Shakespeare'in, yarattığı karakterlerden: Hamlet'ten, Othello'dan, Romeo'dan... fazlasıyla farklı olması gibi. Ian Fleming'in James Bond olmaması gibi...
Doğru. Krishna bu bizi kurtarma görevini, tuzağa düşmüş ruhları kurgusal çölden gerçekliğe yöneltme görevini çoğu kez, Kendi aracısına, guruya verir. Guru, kurgusal ortam vasıtasıyla bize gerçekliğin yolunu göstermek için, bir rol edinerek, kendimizi geliştirmeye ya da bilincimizi yükseltmeye çalışırken okuduğumuz daha edebi kitaplardan bazılarına "kendisini yazabilir".
Bir yazar (birinci tekil şahıs yazarak) kendisini bir kitaptaki belli bir karakter olarak tasvir etse ve bilincimizi değiştirmek (bir şeyi yeni bir tarzda düşünmememizi sağlamak) için o karakteri kullansa bile, o karakter aslında yazarın gerçek hayatta kim olduğunu göstermez — o bir maskedir (bir yazar ya da aktör tarafından üstlenilen karakter veya roldür).
Yazar gerçek-yaşam bireyidir, ama kurgu vasıtasıyla bizleri gerçeğe yöneltmek için kitaplarında birbirinden farklı pek çok maskeler üstlenebilir: bir kıssadan hisse (ahlaki ya da manevi ders veren basit bir öykü), bir alegori (saklı bir anlam, tipik olarak da ahlaki bir anlam ifade edecek şekilde yorumlanabilen bir öykü), ya da bir fabl (gündelik belli bir erdemle ilgili ders veren ya da yararlı bir gerçeği dayatan daha fantezi bir öykü) kullanabilir, örneğin, moral bir değeri (öyküden çıkarılan, özellikle de neyin doğru ya da sağduyulu olduğunu gösteren bir dersi) aktarmak gibi.
Yazar, trajik kahramanın akıbetine uğramamak için yaşamlarımızı değiştirmemiz konusunda bizi uyarmak amacıyla, o rolü bir trajedide (baş karakterin, özellikle moral zayıflığı veya olumsuz ortamlarla başa çıkma yeteneksizliği sonucu mahva sürüklendiği ya da aşırı derecede üzüntü çektiği bir dramda) bile kullanabilir... dolayısıyla yazarın gerçekte kim olduğunu (gerçek kişiliğini, hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri) yarattığı kurgusal karakterlerden ya da üstlendiği rollerden anlayamayız ama onu yazılarından tanıyabiliriz: "Mr. Ghosh burada!" :)
Bu nedenle Srila Gurudeva, aslında, dışsal olarak aşina olduğumuz kişi değildir. O bu dünyada belli bir beden ve kişilik alır ki onu duyularımızla, zihnimizle vb. algılayabilelim, ama bu rol başlıbaşına Srila Gurudeva değildir.
Evet. Nasıl ki "Lord Ona dokunabilelim, Onu görebilelim ve Ona hizmet edebilelim diye duyularımızın fiziksel boyutunda deity olarak lütufkarca görünürse," Srila Gurudeva da bize kurgu roman vasıtasıyla gerçeği göstermek ve talimat verebilmek için bir role bürünür, romanımıza "kendi karakterini yazar".
O kitabımızın sayfaları içinde gerçeği açıklayabilir (tad viddhi), ve eğer inancımız varsa (pranipatena), tavsiyeyi dinlersek (pariprasnena) ve rolünün verdiği talimatı (sevaya) izlersek, o karakter bilincimizi yukarıya çeker (upadeksyanti te jnanam) ta ki geri planda her şeyi bilen yazarı (jnaninas) görene kadar, ve gerçekliğin o bir anlık görüntüsü ile (tattva-darsinah), büyü bozulur ve bu düşlemin esareti azalmaya ve dağılmaya başlar.
O halde, Srila Gurudeva hakkında aklımıza gelebilecek ne varsa hepsi varsayımdır, çünkü bu maddesel dünyadaki her şey yanlış algılanmıştır, öyle değil mi?
Kesinlikle. Ama dikkate almanızı istediğim birşey daha var (ve bu noktada benzetme bir parça yalpalıyor çünkü bu düşsel dünyanın aksine her şeyin bilinçli olduğu — Krishna'nın adının Krishna'dan farksız olduğu, Krishna'nın nilüfer ayaklarının dokunuşunu deneyimleyince taşların aşkın hazla eridiği — ruhani dünyaya ait kesin, tutarlı kıyaslamalar yapmak imkansızdır)...
"Guru kimdir?" blogumda, Srila Prabhupad'ı açıklarken,
Guru maneviyatın işlevsel bir ilkesidir: Krishna Kendisini bizlere aracısı vasıtasıyla, guru vasıtasıyla gösterir (acaryam mam vijaniyan). Cehaletimizi silmek ve gerçeklikle ilgili doğru kavramı açıklamak için (caksu-dana dila yei) sonsuz formlar çeşitliliği içinde (acharya olarak) görünen sadece bir tek guru (Krishna) vardır...
amacım aslında, kayıp hizmetkârını arayışı sırasında guru rolünü üstlenen kişinin Krishna'nın Kendisi olduğunu göstermektir. Bu paragraph şöyle yazılabilirdi:
Yazar bizimle kitabındaki karakterler vasıtasıyla konuşur: Kendisini bu rol maskeler vasıtasıyla ifşa eder (Benim karakterim Benim; Beni onda gör). Kurgusal roman yoluyla bizi gerçeğe götürmek için, sonsuz çeşitlilikteki formlar içinde (pek çok kitapta farklı karakterler olarak) görünen sadece bir tek yazar (Krishna) vardır.
Rol (Latince'de, "mask") bir oyundaki aktör de olabilir, dolayısıyla Krishna Kendisini bizlere ilahi lilasındaki diğer aktörler vasıtasıyla da gösterebilir. Krishna en yakın dostlarından birinin rolünü üstlenince, o birey kendi bireyselliğini ya da kimliğini, veya bağımsız olarak hareket etme hakkını kaybetmez, aksine bir saktyavesa avatar (Lord'un yetkiyle donatılmış enkarnasyonu) — tam yetkili temsilci olur.
Srila Guru Maharaj sevgili dostu ve ruhani kardeşi Srila A.C. Bhaktivedanta Swami Maharaj Prabhupad'a (Krishna tarafından yetkiyle donatılmış) bir saktyavesa avatar olarak hitap ettiği zaman bu Srila Prabhupad'ın kimliğini ya da kişiliğini hafifletmez veya ortadan kaldırmaz, ya da konumunu veya başarılarını hiçbir şekilde azaltmaz ("Ah, baştan beri hep Krishna idi!"), aksine, şuna dikkatimiz çekiliyor, Srila Prabhupad Lord için ne kadar yakın ve samimi bir dost olmalı ki Krishna (onun aracılığıyla hareket ederek) Kendisini Batı'ya göstermek için onu "kullanıyor".
Shakespeare kimdir? Hamlet midir, Macbeth midir, Othello mudur, Kral Lear mıdır, yoksa Romeo mudur? Cevap, elbette, hiçbiri değildir — ve hepsidir!
Diğer bir deyişle, Guru/Hamlet, Krishna/Shakespeare olmadığı halde, biz Guru/Hamlet'te Krishna/Shakespeare'i görebiliriz. Bu nedenle Krishna şöyle der, "Acaryam mam vijaniyam — guru olarak idrak ettiğiniz, aslında Benim. (Srila Gurudeva, gerçek, ruhani dünyada Benim en yakın hizmetkârım olarak kendi kişisel varoluşuyla eşsiz bir birey olsa da), o aynı zamanda bu kurgusal kitapta/dünyada Kendimi size ifşa etmek için kullandığım karakterdir, o halde rolün içindeki Yazarı görmeye çalışın."
Ve Srila Gurudeva'yı fark etmenin yolu formu ya da kişiliği ile ilgili olmaktan çok, özü ile, içinden akan ilahi akış ile, yani anlayışı, kavramı ile ilgilidir, doğru mu?
Evet. Srila Gurudeva'yı şu anki formunda fark etmek kolaydır, ama o (geçmiş ve gelecek) yaşamlarımızda bize farklı formlarda görünebilir, dolayısıyla o hangi koşulda ve durumda, hangi forma, kişiliğe ya da role bürünürse bürünsün, aslında ondan aldığımız belli Krishna bilinci anlayışı, Kutsal Lütufları'nı güvenilir bir şekilde teşhis etmemiz için yegâne yoldur.
Vyasa Puja soruları blogumda şöyle diyorum,
Eğer onun [Srila Gurudeva'nın] dışsal rolünü çok fazla öne çıkarırsak — eğer onu sadece şu anki dışsal kisvesi ile özdeşleştirirsek — gelecek yaşamlarda Kutsal Lütufları ile olan bağlantımızı nasıl fark eder, nasıl yenileriz?
gurunun evrensel rolünü vurgulamak için,
Eğer gurunun bedenini çok fazla öne çıkarırsak — eğer sadece Srila Guru Maharaj'ı guru ile özdeşleştirirsek — (Srila Gurudeva gibi) başka bir öğretmen o role atandığı zaman guruyu nasıl fark edeceğiz?
(Eğer Hamlet'in yüzünü çok fazla öne çıkarırsak — eğer sadece Laurence Olivier'yi Hamlet'le özdeşleştirirsek — [Richard Burton gibi] başka bir aktör o role atandığı zaman Hamlet'i nasıl tanıyacağız?)
ama daha da önemlisi, bunun neden böylesine can alıcı olduğunu vurgulamak için, eğer gurumuzla ebedi bir ilişki istiyorsak, "maskesi" olmadan onu tanıyabilmek için — onu anlayışı vasıtasıyla tanıyabilmek için diyorum ki:
Eğer Srila Gurudeva'nın şu anki rolünü çok fazla öne çıkarırsak — eğer onu sadece şimdi taktığı maske içinde teşhis edebiliyorsak — onu maskeyi çıkardığı zaman, kulisteyken, ya da maskeyi başkasıyla değiştirdiği zaman nasıl tanıyacağız?
(Laurence Olivier'nin şu anki rolünü çok fazla öne çıkarırsak — eğer onu sadece Hamlet rolünü oynarken teşhis edebilirsek — makyajını sildiği zaman, kulisteyken, ya da Othello gibi başka bir rol oynadığı zaman nasıl tanıyacağız?)
Hamlet rolünü kim oynarsa oynasın (Laurence Olivier veya Richard Burton), Hamlet'i dünyaca ünlü tiradıyla tanırız:
Olmak ya da olmamak? — bütün mesele bu...
Gurumuzun rolünü kim oynarsa oynasın (Srila Guru Maharaj ya da Srila Gurudeva), gurumuzu dünyaca ünlü anlayışından tanırız:
gayatri muralista-kirtana-dhanam / radha-padam dhimahi
Krishna'nın flütü sadece Srimati Radharani'nin nilüfer ayaklarına hizmetin şarkısını söyler.
Eğer rol ve kişi, form ve öz, kişilik ve anlayış arasındaki farklılığın bilincinde isek, onları birbirinden ayırt etmeyi ve birini diğeri içinde tanımayı öğrendikçe, gurumuzun gerçekten kim olduğunu anlamaya başlayacağız.
Ve eğer Srila Guru Maharaj'ımızın felsefesinin özünü dikkatli bir şekilde incelersek — eğer Srila Gurudeva'mızın bize ifşa ettiği ilahi boyutun Krishna kavramına derinlemesine dalarsak — kaç tane kişilik üstlenirse üstlensin, kendisine hangi formları giydirirse giydirsin ya da hangi rolleri uygularsa uygulasın Kutsal Lütufları'nı teşhis etme konusunda hiçbir sıkıntımız olmaz...
Sevgi dolu bir baba ile ona hayranlık besleyen evladı arasında oynanan sevimli ce-eee oyununda olduğu gibi, şakayla hangi maske arkasına saklanırsa saklansın Srila Gurudev'i teşhis edebileceğimizi (hayret ve neşeyle) keşfedeceğiz.
—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi
Önceki | Arşiv | En Son Blog | İlk 10 | Yeni | Sonraki
URL: http://www.imonk.net/turkish/11/january3.html
Düzen: iMonk
— 21 Ocak, 2010.