Kaliforniya, ABD — 7 Ocak, Cuma


Guru: kişilik — anlayış karşıtlığı

Guru kimdir? blogunu yayınladığımdan bu yana geçen dört yıl içinde, bir miktar kaygıları olan okurlardan şuna benzer sorular içeren bazı e-postalar aldım:

Guru (kişilik) ile gurunun anlayışı (onun aracılığıyla ifşa olunan ilahi akış) arasındaki fark, eğer varsa, nedir? Bilincimizi ne değiştiriyor: anlayış mı yoksa kişilik mi? Eğer öz formdan daha önemliyse, o zaman forma nasıl davranmalıyız? Neye şefkatli bir şekilde  davranmalıyız? Neyi sevmeliyiz? Ve hatta belli bir belirsizliğe işaret eden şu soru, Krishna guruyu Kendisini bize ifşa etmek için "kullandığına" göre, gurunun eşi olmayan, belirli bir kişiliği var mıdır?

Aynı sorulardan bazılarını soran yeni bir e-posta, benzer şekilde kaygılanabilecek ya da aklı karışabilecek diğer okuyuculara yardımcı olmak açısından beni (yazarın izniyle) bu yazışmanın bir kısmını yayınlamaya sevk etti. Aşağıda ("Guru kimdir?" blogumdan sonra ve Guruyu görecek göz yayınlanmadan önce) aldığım ilk e-posta ve verdiğim cevap:

Benim "Guru kimdir?" adlı son blogunuzla ilgili küçük bir sorum var. Siz blogunuzda gurunun ilahi boyuta ait bir fonksiyon olduğunu — Srila Gurudeva'nın bu yaşlı Hintli adam formuyla sınırlı olmadığını vurguluyordunuz. Ama aynı zamanda, Srila Gurudeva kendine has bir ruhtur, değil mi? Yani, evet, guru ilahi boyutun aracısıdır, guru Krishna'nın düşmüş ruhlara yardım etmek için, Kendisini bize ulaştırma şeklidir, ama gurunun kendisini onun vasıtasıyla ifşa ettiği bir ruh da vardır, değil mi?

Evet, Srila Gurudeva gerçekten eşsiz bir bireydir. Bizler de öyleyiz! Bizler Gayrişahsiyetçiler değiliz: bizler bireysel bilincimizi Yüce Mutlak'ın ayrımsız bilinci ile kaynaştırmak istemiyoruz. Krishna gibi, biz de eşsiz bireysel bir forma ve dolayısıyla eşsiz bireysel bir bilince ve kimliğe sahibiz.

Srila A.C. Bhaktivedanta Swami Maharaj Prabhupad Bhagavad Gita, As It Is (ayetler 13:8-12) yorumunda şöyle der:

Sahte ego kişinin bu bedeni kendisi olarak kabul etmesidir. Kişi bedeni olmadığını, ruh can olduğunu anladığında, o gerçek egodur. Ego vardır. Sahte ego kınanır, oysa gerçek ego kınanmaz. Vedik yazında şöyle denir, aham brahmasmi: Ben Brahman'ım, Ben ruhum.

Bu "Ben" duygusu, kendini idrak etmenin özgürlük aşamasında da mevcuttur. Bu "Ben" duygusu egodur, ama "Ben" duygusu bu sahte bedene uygulandığı zaman, o sahte egodur. Özben duygusu gerçekliğe uygulandığı zaman, o gerçek egodur.

Egomuzdan vazgeçmemiz gerekir diyen bazı felsefeciler var, ama biz egomuzdan vazgeçemeyiz çünkü ego kimlik demektir. Bizler, elbette, bedenle sahte özdeşleşmeyi terk etmeliyiz.

Sorduğum soru bir anlam ifade ediyor mu emin değilim... sanırım söylemek istediğim şu, örneğin, Srila Sridhar Maharaj ve Srila Govinda Maharaj, her ikisi de bizim gurularımızdır, her ikisi de ilahi boyutun aracılarıdırlar, ama aynı ruh değiller. Bu nedenle bir bakıma, evet, sadece bir tek guru var, ama aynı zamanda hepsi birbirinden farklı.

Evet, Srila Govinda Maharaj ve Srila Sridhar Maharaj, bu yaşamda, bizlerin gurusu ya da öğretmeni rolünü oynayan birbirinden farklı iki bireydir. Farklı kişilikler olmalarına rağmen, rolleri ya da fonksiyonları aynıdır: bizleri Krishna bilincinin bir sonraki mertebesine götürmek. Bir guruyu diğerinin içinde tanıyıp nasıl fark edeceğiz? İlahi boyutla ilgili anlayışları (düşünceleri, kavrayışları, ya da bir şeyin ne olduğu, nasıl algılanması, nasıl kabul edilmesi gerektiği ile ilgili savları) sayesinde:

gayatri muralista-kirtana-dhanam / radha-padam dhimahi

Krishna'nın flütü sadece Srimati Radharani'nin nilüfer ayaklarına hizmetin şarkısını söyler.

Bu kavram eşsizdir — başka herhangi bir sampradayada ya da okulda verilmemiştir — bu bakımdan onu tanımak kolaydır: "İşte benim gurum!" Srila Gurudeva ve Srila Guru Maharaj farklı formlarda görünseler de, en üstün hedef olan Krishna bilinci anlayışları aynıdır: yalnızca Srimati Radharani'nin nilüfer ayaklarına hizmet (radha-dasyam).

O hâlde bundan Srila Gurudeva, Srila Govinda Maharaj'ın ebediyen bizimle beraber olabileceğini de anlayabilir miyiz? O da her zaman bizimle mi? Yoksa, özellikle Srila Govinda Maharaj değil de, daha geniş anlamda, guru mu her zaman bizimle?

Srila Gurudeva hem geniş anlamda (anlayışı bakımından) hem de daha dar anlamda (bizim onunla olan kişisel ilişkimiz bakımından) ebediyen bizimledir. Biz bütün öğretmenlerimizle — verdikleri siksha ya da talimat aracılığıyla — geniş, soyut ya da entellektüel bir ilişkiye sahibiz, aynı zamanda da hizmetimiz ve kişisel işlerimiz aracılığıyla onlarla bireysel olarak eşsiz, belirli ilişkilere sahibiz.

İlk okul öğretmenimizin aritmetik dersleri nasıl her zaman bizimleyse, sınıfından mezun olduktan çok sonra, lisede karşılaştığımız daha karmaşık matematik problemlerini çözmek için bize zihinsel olarak yardım ediyorsa, bizim onunla olan kişisel ilişkimiz de öyledir, bu ilişki okul buluşma günleri vb. okul faaliyetlerinde onunla tekrar şahsen karşılaştığımızda yenilenebilir ve sürdürülebilir.

Pek çok öğretmenimiz ve gurumuz olsa da, şu anki öğretmenimiz bizim için en önemlisidir, çünkü bugünkü ilerleme düzeyimizde en büyük yardımı ondan alırız. "Guru kimdir?" blogumda dediğim gibi:

Yine de, bu belli yaşlı Hintliden inisiasyon aldığımıza göre, Srila Gurudeva'nın bizim için özel bir önemi var çünkü yardımımızı doğrudan ondan alıyoruz. Onu hemen tanıyoruz: "İşte gurum burada."

Ya da, Srila Sridhar Maharaj'ın Sri Krishna'yı Arayış'ta dediği gibi:

Genelde öğretmenlerimiz bizlere şu öğüdü verirler, "Bütün dikkatini buraya ver.... Senin için en üstün olan budur. Bütün dikkatini buna ver...." Politika gereği bize şu an eğitim aldığımız dönemin en üstün dönem olduğu söylenir. Bir profesör bir çocuğa öğretirken, çocuğun kafa yapısını kabul eder. Ona şöyle der, "Buraya kadar yap, daha ileriye geçme. Bu son aşamadır. Bütün dikkatini bu noktayı iyice anlamaya ver, o bittiği zaman ileri aşamaya geç." Bilgi işte bu şekilde, yavaş yavaş, taksit taksit vahyolur.

Fazla bir anlam ifade etmiyorsa üzgünüm; bu biraz aklımı karıştıran birşey o kadar...

Oh, çok fazla anlam ifade ediyor. Buna dikkatimi çektiğin için teşekkür ederim. (Bu noktayı — Srila Gurudeva'nın Krishna'nın temsilcisi olmasına rağmen, aynı zamanda eşsiz, kendine has bir birey oluşunu — vurgulamak için ileride bir blog daha yazabilirim.) "Guru kimdir?" blogumda,

caksu-dana dila yei / janme janme prabhu sei

şu düşüncenin, yani — şimdi Srila Gurudeva olarak bildiğimiz — bu eşsiz, özel bireyin, bizi kurtarmak için bu maddesel dünyaya şahsen gurumuz olarak dönmeye ebediyen zorlanacağı! kanısının geçersizliğini kanıtlamak istedim!


Ekleme: Bu tür sorular ruh için, bilincimizin genişlemesi, gelişmesi ve yükselmesi için iyidir. "Gerçekliğe derinlemesine dalmak" demek — bilincin derin, içsel ülkesini, içimizdeki gerçekliği, meditasyon ve iç gözlem yoluyla keşfetmek demektir.

Daha sonra yazdığım, Vyasa Puja soruları blogumda, dediğim gibi, şu şarkıyı söylerken:

caksu-dana dila yei / janme janme prabhu sei
    divya-jnana hrde prokasito

Srila Gurudeva'nın (sei) birbiri ardından gelen her doğumda (janme janme) nasıl öğretmenimiz (prabhu) olabileceği üzerinde meditasyon yapmaya zorlanıyoruz. Eğer onun dışsal rolünü çok fazla öne çıkarırsak — eğer onu sadece şu anki dışsal kisvesi ile özdeşleştirirsek — gelecek yaşamlarda Kutsal Lütufları ile olan bağlantımızı nasıl fark eder, nasıl yenileriz?

Bu türlü bir bakış, elbette, Srila Gurudeva'nın kendi cömert armağanıdır (caksu-dana dila yei), Kutsal Lütufları'nın, sadece en sadık öğrencilerinin samimi kalplerine (hrde prokasito) zerk ettiği aşkın bir içgörüdür (divya-jnana).

Kendimizi içinde bulduğumuz şu anki talihsiz çıkmazda, Srila Guru Maharaj'ın Sri Guru ve Lütfu'ndaki sözleri şimdi her zamankinden çok daha geçerli:

Manevi öğretmenimizden elde ettiklerimizi sadece kaba bir değerlendirme şeklinde anladık. Şimdi, [gurumuzun ayrılışından sonra] kendimizi her açıdan dikkatle incelememiz... kendimizi analiz etmemiz gerekir. Öz-analiz başlamıştır. Deneniyoruz. Manevi öğretmenimizden elde ettiklerimizi hangi yoldan elde ettik? Doğru bir şekilde mi yoksa sadece göstermelik [yüzeysel] olarak mı? Arınmamızın zamanı geldi, gerçek öğrenciler miyiz, gerçek müritler miyiz, yoksa [sathi, yüzeysel] dış görünüşte mi ve [sözde sadakatle, sahte bağlılıkla] günah çıkarırken mi onun öğrencileriyiz, bunların sınanma zamanı geldi.

—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi


Önceki  |  Arşiv  |  En Son Blog  |  İlk 10  |  Yeni  |  Sonraki

URL: http://www.imonk.net/turkish/11/january1.html
Düzen: iMonk — 7 Ocak, 2010.