Navadwip, Hindistan — 14 Şubat, Pazartesi


Hayal vasıtasıyla gerçek

Guru: rol-kişi karşıtlığı blogumda şunu öne sürüyorum; bu maddesel dünya dev bir kurgusal kitaba benziyor, özdeşleştiğimiz karakterler ve kendimizi kaptırdığımız öyküler konsantrasyonumuzu öylesine soğurdu ve zihinlerimizi ele geçirdi ki gerçek varoluşumuzu ve kimliklerimizi geçici olarak unuttuk:

...Bu dünya kurgusal, hayali bir dünya gibidir — En Üstün Yazar tarafından yazılmış bir roman, ruhun içine girdiği zihinsel bir dünyadır — sahte bir dünyadır, ama dış görünüşte öylesine gerçek ve öylesine büyüleyici bir dünyadır ki ruh kitabı bir türlü elinden düşüremez. Şu anda ruhun zihni her sayfada yeni gelişmeler kaydeden dramaya öylesine tutsaktır, öylesine yoğunlaşmıştır ki, gerçek dünyadaki ailesini ve dostlarını, görev ve yükümlülüklerini geçici olarak unutmuştur.

Aynı zamanda şu varsayımda bulunuyorum, bizi kurtarmak için, "tuzağa düşmüş ruhları kurgusal çölden gerçekliğe yöneltmek için... Srila Gurudeva bir rol edinir, 'karakterini romanımıza yazar', böylece bize talimat verebilir ve hayal vasıtasıyla bize gerçeği gösterebilir," tıpkı bir yazarın "bizi hayal vasıtasıyla gerçeğe götürmek için kitaplarında farklı roller edinmesi gibi."

Ama bizi hayal vasıtasıyla gerçeğe yöneltmek mümkün mü?

Evet, çünkü hayal gerçeğin tamamlayıcısıdır, karşıtı ya da düşmanı değil. Pablo Picasso'nun "Sanat gerçeği anlatan yalandır" savıyla bizleri irkiltirken görmemizi sağlamaya çalıştığı şey budur.

Bu derece mantıksız bir iddia karşısında öylesine afallarız, öylesine şaşırırız ki, hiç düşünmeden saçma kabul edip gözden çıkarırız. Ama gerçekten saçma mı? Bu düşüncede bir parçacık gerçek yok mu? Picasso'nun irdelediği konu,

"Hepimiz biliyoruz ki resim sanatı gerçek değildir. Resim sanatı gerçeği, en azından anlamamız için bize verilen gerçeği fark ettiren bir yalandır. Ressam diğer insanları yalanlarının doğruluğuna ikna etme yolunu bilmelidir."

o ölçüde gizemli. Bunu nasıl yorumlamamız gerekir? "Yalan" nasıl olur da gerçeği fark etmemizi sağlayabilir?

Pek çok soyut düşüncede olduğu gibi, göstermek açıklamaya çalışmaktan belki de daha kolaydır. İmajların İhaneti'nde, Picasso'nun çağdaşı, René Magritte, bir pipo resmi çizer ve altına şu sözleri yazar, Ceci n'est pas une pipe — "Bu bir pipo değildir."

Bu resme ilk kez baktığımız zaman ve Magritte'in gerçekten de doğruyu söylediği aklımız tarafından onaylanmadan önce, zihnimiz insiyaki olarak tepki gösterir, "Ama bu bir pipo!":

"Şu ünlü pipo. İnsanlar beni bunun için nasıl da azarladılar! Oysa pipomu doldurabilir misiniz? Hayır, o sadece bir simge, bir resim, öyle değil mi? Demek ki resmime, 'Bu bir pipodur,' diye yazmış olsaydım, yalan söylüyor olurdum!"

Doğru. Resim bir pipo değil; bir piponun imajı veya görsel simgesidir. Piponun imajı gerçek gibi görünür, alttaki yazılar ise gerçek değilmiş gibi görünür, halbuki bunun tam tersi doğrudur: imaj gerçek değildir, sözler ise gerçektir.

Pipo resmi, "resim sanatı yalandır" (çünkü resim gerçek pipo değildir; onu tütünle dolduramazsınız ya da tüttüremezsiniz) ama "gerçekten söz eder" (çünkü gerçek dünyada gerçekten varolan bir şeyi, doldurulup, tüttürülebilecek bir şeyi anlatır).

İmaj gerçek olmadığı halde (bir "yalan" olduğu halde), daha önce hiç pipo görmemiş olsanız bile, bu resimden bir piponun ne olduğu — neye benzediği, şekli, rengi ve hatta düzgün yüzeyinden yola çıkarak nasıl bir dokunma hissi yarattığı — hakkında yine de oldukça iyi bir fikre sahip olabilirsiniz, dolayısıyla "sanat bize gerçeği fark ettiren bir yalandır."

Bu her tür sanat formu (edebiyat, şiir, vb. etc.) için geçerlidir bu bakımdan Picasso'nun savı şu şekilde tekrar yazılabilir: "Kurgusal Roman, gerçeği anlatan yalandır." Bir romanda (resimde) yazar (sanatçı), kendimizle ilgili algılamamızı ve içinde yaşadığımız dünyayı değiştiren ve gerçekliği (gerçeği) yeni bir şekilde düşünmemizi sağlayan, hayal ürünü bir öykü (bir yalan) söyler.

Picasso'nun ifadesiyle, bir roman yazarken, "Sanatçı (yazar) (ustaca kullanılan kinayeler, alegoriler, benzetmeler ve sembolizm vasıtasıyla bizlerin yeni düşünceleri, moral değerleri ve idealleri kabul etmemizi sağlayarak) yalanlarının (hayal ürünü masallarının) doğruluğuna başkalarını ne türlü inandıracağını (bir öyküdeki karakterleri, olaylar zincirini, düğüm noktasını ve çözümü ne türlü kurgulayacağını ve yapılandıracağını) bilmelidir."

Picasso, Magritte, Shakespeare, Milton, Wordsworth, Shelly; bütün büyük sanatçılar bilincimizi genişletmek için, çevremizdeki dünyayı algılayış şeklimizi değiştirmemize fırsat vermek (ve bazen zorlamak) için — gerçekliği kendine özgü yepyeni bir şekilde görmemize mecbur bırakmak için — sıradan ve aşina olanı bize basmakalıp olmayan perspektiflerden, yenilikçi görüşlerden, sıklıkla da şaşırtıcı bakış açılarından gösterirler.

Ve işte romancı Doris Lessing'in şu ifadesini çok fazla beğenmemin sebebi: "Öğrenmek budur. Bütün yaşamınız boyunca anladığınız birşeyi aniden anlıyorsunuz, ama yeni bir şekilde."

Maya, hayal ürünü roman gibi bir yanılgıdır ve yine romanda olduğu gibi, maya gerçeğin düşmanı, karşıtı değil tamamlayıcısıdır:

daivi hy esa guna-mayi / mama maya duratyaya
mam eva ye prapadyante / mayam etam taranti te

Bhagavad Gita (7:14)

Bizi bir yalana inanmaya, şu hayal ürünü maddesel dünyanın (guna-mayi) gerçek olduğuna inanmaya zorladığı için mayanın düşman olduğunu düşünmeyin. Maya Krishna'nın alt enerjisi (daivi hy esa mama maya) olduğundan, onun işi Yüce Mutlak Gerçeğin işini tamamlamalıdır. Dişil enerji mayanın büyüsünü bozmak imkansızdır (duratyaya), çünkü o büyüyü dokuyan, bu büyüleyici masalı anlatan Krishna'dır, ama mayanın rolü düşmanlık yapmak değildir: o bizi, dolaylı olarak, şunu anlamaya zorlar: Mutlak Gerçeğe teslimiyet (mam eva ye prapadyante) mayanın yalanlarından kurtulabilmemizin tek yoludur (mayam etam taranti te).

Diğer bir deyişle, maya "gerçeği anlatan yalandır (hayaldir)." Kurgusal roman gibi, "Gerçeği (Yüce Mutlak'ı) (dolaylı olarak) fark etmemizi sağlayan yalandır "; "bize gerçeği göstermek ya da bizi gerçeğe götürmek" için Yüce Yazar tarafından kullanılan bir araçtır.

Biz bu mayanın, bu kurgunun esareti altındayız. Bir kitap okuduğumuzda ruhun zihni bu yapay gerçeklik tarafından, öteki gerçeklik tarafından, bu hayal ürünü öykü tarafından tutsak edilir, işte o zaman o, geçici olarak gerçek varoluşunu unutur, çünkü bu özel, gerçek dışı dünyaya tam anlamıyla yoğunlaşmıştır. ('Özeldir' çünkü "dünya zihindedir," ve 'gerçek dışıdır' çünkü bu dünya "gerçekliğin çarpık bir yansımasıdır.")

Neden "gerçekliğin çarpık bir yansımasıdır"? Çarpıtmak bozmaktır ya da birşeyi hatalı veya uygun olmayan kullanıma sokmaktır; yanlış yorumlamak, hatalı anlamlandırmak ya da tahrif etmektir. Yansıma tipik olarak bir imajı ya da fikri çağrıştırır, ama aynı zamanda bir şeyi aslına sadık kalarak ve uygun bir şekilde temsil etmek anlamına da gelir. O halde maya "gerçekliğin çarpık bir yansımasıdır," dediğimiz zaman, gerçeğin yanlış temsil edilmesi, yanlış yorumlanması demek istiyoruz, gerçek (ruhsal) dünya ile ilgili sahte bir düşünceyi, "cehennemde saltanat sürmenin cennette hizmet etmekten daha iyi olduğuna" inanan bütün küçük Lucifer'ler için yaratılan ve onlar tarafından kucaklanan gerçekliğin çarpıtılmış imajını — uygunsuz şekilde zevk almaya ya da bencilce sömürmeye can atan yozlaşmış ruhların her türlü çarpık fanteziye müptela olabildikleri uydurma bir dünyayı kastediyoruz.

Ve o her şeyi bilen yazar (jnaninas), gerçekliği sadakatle temsil etmek için (tattva-darsinah), bilincimizi bu kurgusal dünyanın dışına çekmek için (upadeksyanti te jnanam), bizi hayal yoluyla gerçeğe götürmek için bu tahrif edilmiş, yanlış algılanmış düşünceler ormanına kendi rolünü dahil eder.

om ajnana-timirandhasya / jnananjana-salakaya
caksur unmilitam yena / tasmai sri-gurave namaha

Ben bu uydurma dünyanın sarmalına tutsak oldum, gerçeği hayalden ayırt edemiyorum (om ajnana-timirandhasya), oysa sen beni kurtarmaya geldin, Srila Gurudeva (tasmai sri-gurave namaha), gözlerimi açmaya, bilincimi özgür kılmaya (caksur unmilitam yena), bana gerçekliğe dönme yolunu göstermeye (jnananjana-salakaya) geldin.

Bütün övgüler her şeyi bilen yazara! Bütün övgüler Srila Gurudeva'ya!

—İngilizceden çeviren:
Krishnendrani Devi Dasi


Önceki  |  Arşiv  |  En Son Blog  |  İlk 10  |  Yeni  |  Sonraki

URL: http://www.imonk.net/turkish/11/february2.html
Düzen: iMonk — 14 Şubat, 2011.